Elanessé gözüne vuran cilveli ve ışıltılı güneşin ışıklarının göz kapaklarını donuk bir turuncuyla kaplaması yüzünden araladı gözlerini. Açılmakta zorlanan gözlerini uzun süre kırpıştırdıktan sonra açık tutmayı başardı ve odasına bir göz attı. Daima düzenli olan kocaman bir odası vardı. Her köşesinde kendi zevkine ait bir parça görülebiliyordu. Mavi, beyaz ve beje ağırlık verilmiş bir odaydı. Deniz tuzu kokusu, deniz taşları, deniz kabukları ve deniz ile ilgili resimler onun deniz aşığı olduğunu kanıtlayabilecek unsurlardandı. Deniz tuzu kokusunu tekrar içine çekip ayağa kalktı Elanessé. Güneş ışığı ile ısınmaya başlamış olan bej tahta zeminde ayağını dolaştırırken içine doğru yayılan enerjinin de farkındaydı. Yavaş hareketlerle gardırobun önüne geldi ve dolabın kapağını açtı. dışarıdan büyük görünmese de içerisi büyüyle genişletilmişti. Elanessé'nin kıyafet ve ayakkabıya olan takıntısını yansıtabilecek kadar fazla kıyafet vardı. Bunların arasından birini seçmek çok zor oluyor ve fazla vaktini alıyordu. Kıyafetler arasında boğuşurken uzun zaman sonra mavi, düğmeli bir elbisede karar kıldı. Siyah bir çizme de giyip kendine aynada bir göz attı. Beğendikten sonra metamorfmagus özelliği sayesinde kısalttığı ve koyulaştırdığı saçlarında parmaklarını gezdirdi ve zaten düz olan saçlarında yapacak bir değişiklik bulamadığı için çekikleşen gözlerine hafif bir makyaj yapıp bıraktı. Aynada kendini beğenerek süzdü. Bu sırada da zil çaldı, Jasper gelmiş olmalıydı. Yavaşça odasından dışarı çıktı ve büyük malikanenin merdivenlerinden aşağı inerek kapıyı açmaya gitti.